Loading...

Siirlerim



 


Senaryo: SOYKIRIM

Dün nasılsa acı, bu günde aynı yüreklerdeki sızı!
Çok uğraştılar bilirsiniz, bölmek için bizi.
Parça pinçik etmek istediler, böldürmedik ülkemizi.
Şimdi de aynı senaryo, ağlarla örüyorlar önümüzü.

Dünkü yüzler yine aynı, şimdi bahaneler farklı.
Anlamadıkları, kaybettikleri nokta bizde saklı!
İman kuvveti yüzyıl değil, asırlarca korur bu milleti.
Yine senaryo aynı, bu sefer oyuncuları-figüranları farklı.

O iman, o ateşleyici kan bende de var biliyorum.
Onlara yine karanlıklar, tatlı rüyalar diliyorum.
İstedikleri yine Kemal'ler, yine Akif'lerse, ben geliyorum!
Hesabı ağır olur bu milletin, bak şimdiden söylüyorum.
Gayri senaryolar eskidi, gerçekler konuşulsun diyorum!

Sürüyorlar önümüze, manüler halinde yemek gibi,
Üretmeyelim, üretmeye vakit bulamayalım diye,
Üretmeyip tüketelim de, el açıp yalvaralım diye.
Yok azınlıktı, yok etnikti, yok mezhepti diye diye!
Şimdiye kadar geldi bu senaryo, bilmem gider mi ki ileriye!

En güzel cevabını verdi ATAM vaktiyle,
"Yurtta sulh, cihanda sulh." sözüyle!
Biz ki böyle bir milletiz, barış ve kardeşlikte ölesiye.
Yalandır söyledikleri, dillerine doladıkları katliam diye!
Senaryolar uydurmaca, anlatıyor tarih gerçekleri!

Sanmasınlar kazmayla-kürekle katlettik onları!
Vatanımızı işgal edip, üzerimize ölüm kusanları!
Ülkemizi yakıp-yıkıp, mahremimize el uzatanları!
İnsanımızı aç-susuz bırakıp, işkenceyle katledenleri!
Senaryonuz soykırımsa eğer, kazın toprağı, anlatsın size gerçekleri...!

20.03.2010 - Kadir Sarıtaş





EYY TÜRK OĞLU TÜRK!

Korkma kimseden, vazgeçme doğrularından.
Ne kaybedersin ki, bu uğurda ölsen?
Kahramanlık, korkmak değildir ölümden.
"Sonunu düşünen, kahraman olamaz" diyen,
Boşuna mı söylemiş, bu sözü söyleyen?
Ey Türk Oğlu Türk!
Türklük; zeka ister, cesaret ister, fazilet ister.
Yatma kalk, kafanı kullan, ilmini göster.
Bu ülke bizden üretim ister, atak bekler.
Böyle giderse bu kafalar, bu işler,
El açıp yalvarma boşuna, dolmasın mabetler.
Gösterişe bürünmüş ise, beğinler ve bedenler,
Nafiledir çırpınışlar, nafiledir sözler.
Ey Türk Oğlu Türk!
Biz ki, Fatih'in torunları değil miyiz?
Biz ki, Akif'in yeğenleri değil miyiz?
İki kişi de kalsak,
Havran'lı Seyit ile Ali Çavuş değil miyiz?
Ey Türk Oğlu Türk!
Şöyle bir düşün, tarihine-geçmişine bak.
Piri Reis dünyayı çizdi.
Ahmet Çelebi uçmayı çözdü.
İnsanoğluna lazım olan, bir çift gözdü.
Körlük, sağırlık, vicdansızlık Türk'e ters.
Şanlı tarihimiz, bize büyük bir ders.
Ey Türk Oğlu Türk!
Anla artık; Türk'ün, Türk'ten başka dostu yok...!

Kadir Sarıtaş - 01.03.2010






NE MUTLU!

Yaşayabiliyorsak vatanımızda, mutlu, hür ve özgür,
Ne mutlu, ne mutlu askerimize, güvenlik güçlerimize.
Konuşabiliyorsak dilimizi, hiçbir baskı altında kalmadan,
Ne mutlu, ne mutlu bizlere bu günleri yaşatan atalarımıza.

Geçmişimizle övünüp, atalarımızla gurur duyabiliyorsak,
Ne mutlu, ne mutlu bizlere gurur veren, yol gösteren tarihimize.
Ana vatanımızda, herkes ile konuşup anlaşabiliyorsak,
Ne mutlu, ne mutlu ana dilimize, everensel dilimize, Türkçe'mize.

Her dalgalanışında, hışırtısında, şaha kalkıyorsa gönlümüz,
Ne mutlu, ne mutlu dalgalanan ay yıldızlı bayrağımıza.
Rengine kanımızı,uğrunda canımızı verebiliyorsak,
Ne mutlu, ne mutlu dalgalanan ay yıldızlı bayrağımıza.

Vatanın her zerresinde, her köşesinde yaşayabiliyor, haz alabiliyorsak,
Ne mutlu, ne mutlu bu cennet vatanımıza, Ülkemize.
Her rengi, her tadı yetiştirebiliyor ve tadabiliyorsak,
Ne mutlu, ne mutlu bu cennet vatanımıza, Anadolu'muza.

Kadir Sarıtaş - 30.01.2010






VAZGEÇMEYECEKSİN


Vazgeçeceksin belki de kendinden,
Vazgeçeceksin belki, taşıdığın bu tenden,
Vazgeçemediğin için yârdan,
Eriyeceksin, karın güneşte eridiği gibi.
Aşamadığın kale surlarını yıkacaksın.
Güneşin doğuşunu özleyip,
Batışından nefret edeceksin.
Vazgeçmeyeceksin sevdiğinden,
Hayallerinden, hedeflerinden..
Her kalp atışında, yine sevecek,
Yine bağlanacak, yine yanacaksın.
Belki, ibadetin olacak sevgin,
Hergün, güneş gibi doğacak,
Volkan gibi yanacaksın..
Aşık olacak, ama vazgeçmeyeceksin kendinden.
Fırtınalar estirsen bile, birgün durulacaksın.
Yemeden içmeden kesileceksin,
Ama taşıdığın sevgiden, vazgeçmeyeceksin.
Puta dönsen, donsan bile kapısında,
Vazgeçmeyeceksin yolundan,
Vazgeçmeyeceksin sevdandan..
Vazgeçilmezin olacak, onsuz yaşayamayacaksın.
Nefesin kesildiğinde nefesin,
Kolun kırıldığında ise, kolun kanadın olacak.
Herşey boş olsa bile,
Ona bakışların, dopdolu olacak.
Çaresizliği hiç hissetmeyeceksin..
Çünkü çareler onda olacak,
Hayatın onunla dolacak.
Vazgeçilmezin, sevdan olacak,
Vazgeçilmezini bulacaksın,
Vazgeçilemez olacaksın..
Vazgeçmeyeceksin prensiplerinden,
Vazgeçmeyeceksin sadakâtinden.
Kâbusun olacak belki nefretin,
Ama yansıtmayacaksın sevdiklerine.
Yeri gelecek, kör olacak görmeyeceksin,
Yeri gelecek, sağır olacak duymayacaksın..
Ama vazgeçmeyeceksin sevdandan,
Vazgeçilmezini bulacaksın,
Hep onda hayat bulacak,
Yine dirilecek, yine yaşayacaksın..
Vazgeçmeyeceksin kendinden,
Onu içinde yaşattığın için, bu candan,
Vazgeçmeyeceksin sevdandan.
Deliler gibi koşacak, ama durmayacaksın.
Yoluna engeller koyacaklar, şaşmayacaksın.
Satılmış kişiler çıkacak karşına,
Türlü bahanelerle, seni oyalayacaklar.
Ama vazgeçmeyeceksin sevdandan,
Vazgeçilmezini arayıp bulacaksın..
Vazgeçilemez olacaksın.
Vazgeçmeyeceksin...!

Kadir Sarıtaş - 02.01.2010






GÖNLÜM


Gönlüm,
Sabret bu da geçer,
Neler geçmedi ki?
Sen, bana sahip çık,
Kimler gelip seni üzmedi ki?
 
Yarana tuz bas,
Değdirme, namerdin gözünü gözüme.
Kimler yüzüne gülüpte,
Sırtından vurmadı ki?
 
Gönlüm,
Sen, bana sahip çık,
Eğdirme bu yüzümü yere,
Kimler seni paramparça etmedi ki?
 
Bırak, bırak her şey aynı kalsın,
Sen doğrularınla kal,
Bırak el-alem bildiğini yapsın.
 
Gönlüm,
Sen aşılması zor bir dağsın.
Bırak başkaları seni kolay sansın...!
 
18 Aralık 2008 - Kadir Sarıtaş
 
 

 

Merkezefendi / DENİZLİ
05555383106