Benim güzel kardeşlerim, böylesine bir dünyada artık yaşamamak mı gerek yoksa? Ya kardeşim adamın kızı anasını doğramış, adam kalkıp diyor ki; kızım psikolojik hasta idi, 7 tane psikilog değiştirdi… Bana varya kardeşim ne psikolog diye başlayan bir söz ile nede kokareç ifadesi geçen hiçbir söz ile karşıma gelmesinler.... Şimdi gelelim asıl konumuza.
Son günlerde sıkça karşımıza çıkan ve kendinde birazcık olsun benlik duygusu olan insan bu tür haber ve olaylardan rahatsız olur, birazcık bile olsa acı hisseder. Kardeşim artık ne bu ya, ne vahşetler ne anlamsızlıklar bunlar ya..? Önüne gelen büyük bir marifetmiş gibi dünyaya gelmelerine vesile olan kutsal annelerine neler yapıyorlar ki? Artık haberlerden bile soğudum yani, çünkü her gün en azından üç tane vahşice iğrençliklerle dolu üzücü haber çıkıyor insanın karşısına… Artık yeter, biraz da beni anlayın ve bir evlat olarak hataları kendinizde arayın.. Yok ben anneyim-ben babayım diyorsanızda birazda olaylardaki payınızı, kendi suçluluk oranınızı göz önünde bulundurun.
Artık yeter, her hata her yanlış, bir cehaletin göstergesidir. Sen bir baba olarak-bir ana olarak evladına nasıl eğitim verir, ona nasıl ahlâk, terbiye verirsen meyvasınıda o yönde alırsın… Sen çocuğunu kucağına alıp başını sıvazlayıp nasihatlerde bulunmadıysan, ona doğruyu-yanlışı anlatmadı öğretmediysen, suçu başkalarında aramak nafile..
Çünkü öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, nice yuvalar yıkılmış ve yıkılıyorda… Bunların sonucu olarakta annesi-babası ayrılan çocuklar bir boşlukta kalıyor ve sahipsiz hissediyorlar kendilerini. Nitekim bu gibi birçok genç nesil belki okul eğitimini alıyorlar ama, buna karşılık diğer taraftan ahlak ve terbiyeden yoksun yaşıyorlar. Bırakın güzel konuşmayı her kelimesi her hecesi küfür ve kötü sözlerle dolu. Bir hafta sonu günlerden pazardı, yeğenimle parkta biraz vakit geçireyim demiştim ki, park mahalle parkı(pelitlibağ), parkta yetiştirme yurdunda kalan gençler vardı kimisi oturmuş çimenlerin üzerine gündüz gözü ile bira falan içiyorlardı.. Kimisi de parka gelen kızlara laf atıp sarkıntılık yapıyorlardı. Neyse baya zamandır basketbol oynamamıştım. Gittim bir top aldım geldim ve oynarken o gençler geldiler ve basketbol maçı yaptık. Velhasılı ben onları biraz olsun toplumdan yoksun hissetmesin, birşeylerle oyalansın ve sağa sola rahatsızlık vermesinler düşüncesi ile böyle bir girişimde bulundum.. Hepimizde bu şekilde bu gençlere yaşadıklarını, insan olduklarını hissettirmeliyiz.
Gelelim konumuza, şimdi bu gençlerin içinde kalan aile terbiye ve düzeninden yoksun gençlerden düzgün konuşmayı beklemek doğru olmasa gerek. Anne-babalara öyle büyük görevler düşüyor ki, bir karar alırken herşeyden önce çocuklarını düşünmeliler, yuva kurmak sorumluluk ister. Çocuğuna harçlık diye para vermekle babalık olmuyor. Onların her nefsi isteklerini hoş karşılamakla da atalık olmuyor. Çocuklarımız geleceğimiz, yarınlarımız.
Gelin hep beraber, yarınlar için gençlerimize-çocuklarımıza sahip çıkalım. Yarınlarda üreten, üretken, milletine faydalı olan, terbiyeli, kendini bilen genler için yarınlarımız için bu günden üstümüze düşeni yapalım…
Kadir Sarıtaş – 05.06.08